DÜŞEKALKA YENİ SAYFASINDA!

YENİ İÇERİK VE YENİ SAYFA İÇİN TIKLAYIN!


www.dusekalka.wordpress.com


Program 78
31 Ekim 2009

Biz moladayken kentte neler oldu ile başlıyor Düşe Kalka...
  • Okullar uzun bir aradan sonra açıldı; yeni haberlerle... Etüdler ve seviye sınıfları kaldırıldı.
  • Mahalle ölçeğinde neler oldu? Kartal ve Küçükçekmece kentsel dönüşüm projeleri sessiz sedasız ilerliyor; Sulukule'de yeni bir öneri var: www.alternatifsulukule.org
  • Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları'nın etkinlikleri devam etti. Biz de desteklemeye devam ettik.
http://bianet.org/konu/cocuklar-icin-adalet-cagricilari
http://cocukcalismalari.bilgi.edu.tr/haberler.asp?id=23
  • Kayıp çocukların sayısı artıyor; kayıplar bulunamıyor. Biz de araştırmalarımız sırasında fark ettik ki, bu konuda çalışan hiçbir STK yok!
  • Yaz sonunda artan yağışlar, İstanbul'u hazırlıksız yakaladı. Sel, İstanbul'un yeni afet gündemini oluştururken kayıplar can yaktı. Nesin Vakfı çocukları da selden olumsuz etkilenenler arasındaydı. Vakıf merkezi sular ltında kaldı, yeniden yapılanabilmek için destek bekliyorlar: http://www.nesinvakfi.org/  
Gündem:
  • 31 Ekim - 8 Kasım arası İstanbul 28. Kitap Fuarı'nı yaşayacak...
  • 6-19 Kasım Uluslararası Çocuk Filmleri Festivali  başlayacak. Festival, atölyeleri, yarışması ve birbirinden güzel filmleriyle yine çok çekici: http://www.iicff.com/
  • Açık Dergi’de Çıtır Çıtır Felsefe radyo okumaları başlıyor...
Kitap:
http://www.kipitap.com/

Moladan Sonra...

Yeniden merhaba,
Uzun bir yaz molasından sonra 31 Ekim 2009'da yine aynı saatte; yani 10.00'da yayında olacağız...
Sanki ilk kez başlıyormuşuz gibi heyecanlıyız. Bir sürü konu, bir sürü fikir paylaşılmayı bekliyor yine...
19, 18, 17, 16, 15, .....

Kentte Çocuk Çocukta Kent - 2

Program 77
25 Nisan 2009




Yaşadığımız kentte nelere dokunabilir, bu dokunuşlardan nasıl sonuçlar alabiliriz diye düşünmeye başlamıştık bir önceki progrmada. İşte o 'egzersizler'e devam edeceğiz. Bu haftanın gündem maddeleri şöyle: 

  • Kaldırımlarda veya karşıdan karşıya geçerken birden aralardan derelerden çıkıveren küçük motosikletler veya yaya geçitlerinin nedenini ve anlamını bilmeyen trafikteki tüm insanlar,
  • Kentte bisiklet, kaykay, paten kullanmak,
  • Detayladını http://www.kureseleylem.org/ adresinden bulabileceğiniz, Küresel Isınmaya karşı miting,
  • 2009'un Astronomi Yılı ilan edildiğini biliyor musunuz? Detaylar http://www.astronomi2009.org/ adresinde,
  • Hıdrellez yaklaşıyor!
Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında 'hıdrellez' şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs; eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır.
Bu yıl Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri 5 Mayıs Salı akşamı yapılıyor. Şenlik 2010 kapsamına alınmış ve geçen yıllardan farklı olarak deniz kenarındaki Ahırkapı Parkı'nda gerçekleşecekmiş. http://www.hä±drellez.org/


  • Ressam Sadık Çağatay Özkefeli’nin çocuklar için hazırladığı "Çocuk Hayalleri" başlıklı karışık teknik ve baskı resimler 28 Nisan’a kadar Kızıltoprak Ütopya Platform Sanat Galerisi’nde. www.aguart.com
  • "Herkes İçin Su" sergisi 31 Mayıs’a kadar Santralistanbul’da... Sergi kapsamında çocuklar için atölyeler de yer alıyor. Detaylar http://www.santralistanbul.org/ addresinde.
  • Bu haftanın önerileriyse şöyle:
www.kipitap.com (Çocuk yazını üzerine tanıtım ve makalelerin de yer aldığı online satış sitesi)
İyi Kitap (Aylık ücretsiz çocuk ve gençlik kitapları gazetesi, http://www.tudem.com/ )
Okyanus (Üç ayda bir yayınlanan çocuk yayınları dergisi, http://www.saklambac.com.tr/ )

Kentte Çocuk Çocukta Kent - 1

Program 76
18 Nisan 2009 

Düşe Kalka ilk molasına yaklaşırken, temel meselesi kentte çocuk ve çocuklu olmak üzerine yoğunlaşıyor ve biraz da bahar havası soluyor son iki programda...

Yaşadığımız kentte nerele dokunabilir, bu dokunuşlardan nasıl sonuçlar alabiliriz?
  • Parklar: Parkları yenilerken toprak ya da kumu tamamen yokedip yapay/sentetik bir malzeme ile kaplıyorlar. Okulların bahçelerinde de sıkça kullanılan bir malzeme bu. Oysa kentte çocukların doğayla buluşabilecekleri nadir yerlerden parklar ve orada da ayaklarını toprağa basamıyorlar.
  • Parklardaki oyun alanlarında kırılan, bozulan araçlar uzun sure o şekilde kalabiliyor. Ya da bu oyun alanları tasarlanırken atlanan küçük detaylar nedeniyle çocuklarımız için tehlikeli alanlar haline gelebiliyor. Bisikletler için ayrılan yollar arabalar tarafından park yeri olarak kullanılabiliyor.
  • En çok yazın kullanılan parklardaki oyun alanları ağaçların olmadığı yerlerde açıkta kalıyor. Çocuklar güneşin altında kavruluyor. Oyun alanlarını tasarlarken bu durum göz önüne alınmalı.
  • Pusetle dolaşırken kaldırımlarda veya yollarda yaşanan maceralar…
  • Kaldırımlarda veya karşıdan karşıya geçerken birden aralardan derelerden çıkıveren küçük motosikletler veya yaya geçitlerinin nedeni ve anlamını bilmeyen trafikteki tüm insanlar…

    Başvurulabilecek kurum ve / veya örgütlenmelere bakılabilir:
 Beyaz Masa www.ibb.gov.tr Alo 153
1994 yılından bu yana 24 saat hizmet anlayışıyla, kendisine ulaşan tüm istek, şikayet, ve görüşleri değerlendirerek çözüm üretip, elde edilen veriler doğrultusunda kaynakların daha verimli kullanılmasına hizmet eden birim.


Bu konuda çalışan STK var mıdır?
http://www.metropolistanbul.org/public/temamakale.aspx?mid=22 tasarımcı Evrim Gülveren’in Şehirde Çocuk Olmak, Oyun Oynamak; İstanbul Metropolü Örneği başlıklı yazısı)
ÇEKÜL Vakfı Kentler Çocuklarındır Kültürel Miras Eğitim Programı
www.cekulvakfi.org.tr , http://www.kulturelcileri.org/

Baharla birlikte her yerde uçurtmalar ve uçurtma şenlikleri çıkıyor karşımıza... Bir de şiirimiz var:

Uçurtma / Rıfat Ilgaz

Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki.
Uçurtmayı seviyorlar sözgelişi¸
Bir havalandı mı uçurtmaları
Daha da güzelleşiyorlar.
Maviliklerde gözleri
Özgürlüğü yaşıyorlar
Uçurtmalarla birlikte.
Koparıp da iplerini hele
Bir kurtuldular mı ellerinden¸
Öylesine seviniyorlar ki¸
Gidiş o gidiş¸ bile bile…

http://www.ucurtmadunyasi.com/default.asp (Mehmet Naci Aköz’ün hazırladığı sitede uçurtmaya dair her şey var.)
http://www.ucurtmakulubu.com/ (martı uçurtma kulübü etkinlikleri, uçurtma hobisi...)

Emniyet Genel Müdürlüğü 23 Nisan etkinliklerine, risk altında ve korunması gereken çocuklar ile ilgili konuların ele alındığı uluslararası bir platform oluşturulmasına öncülük edecek bir sempozyum düzenleyerek katkı vermeyi planlamaktadır. Bu bağlamda, her yıl aynı dönemde farklı bir tema ile tekrarlanacak olan “Risk Altında Ve Korunması Gereken Çocuklar Uluslararası Sempozyumu” nun 2009 teması “Suça Sürüklenen/Kanunla İhtilaf Halindeki Çocuklar” olarak belirlenmiştir.

Müzik:
"Türk Çocuk Parçaları" / AK Müzik
Piyanist Yeşim Gökalp yorumuyla Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun, İstemihan Taviloğlu ve İlhan Baran’ın çocuk ve gençler için yazdıkları yapıtların yer aldığı albüm.

Çocuklar İçin Adalet

Program 75
11 Nisan 2009

Bu hafta programımızın konusu, 'suç'. Çocuklara Adalet Girişimi'nin bilgilendirme faaliyetleri, 'suç' konusunu gündemimize almamızda etkili oldu.
Her hafta olduğu gibi, bu kez de ele aldığımız meseleye çeşitli farklı çerçevelerden bakmaya çalışacağız. Ama önce, nedir 'suç', nasıl tanımlanmaktadır?


Suç, genel olarak "yasaklanan" veya "cezalandırılan" davranışlara denir. Hukuki açıdan ise, hukuk düzeni tarafından ceza veya güvenlik tedbiri yaptırımına bağlanmış fiildir. Suçun ispatlanamaması, insanlar tarafından uydurulmuş soyut bir kavram olduğunu gösterir. (wikipedia)

Genel referans için: http://www.cocuklaraadalet.com/

Bir "çocuğun" suçu ve cezası ne olabilir?
Dünyadaki tüm çocuklara bayram armağan etmiş bir ülke Türkiye. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin ilk imzacılarından. Çocukların öncelikli yararını sağlamaya, büyüme ve gelişmelerini desteklemeye ve çocuklar arasında ayrım gözetmemeye söz vermiş. Ancak Türkiye'nin hapishanelerinde aylardır adaleti bekleyen çocuklar var. Ailelerine, evlerine ve okullarına dönmeyi bekliyorlar. Diyarbakır, Adana, Gaziantep, Şırnak ve diğer illerde yaşları 12 ile 18 arasında değişen, çoğu ilköğretim öğrencisi 250'den fazla çocuk sokak protestolarına katıldıkları ve polise taş attıkları gerekçesiyle tutuklu bulunuyorlar. Bu çocuklar TC'nin de imzalamış olduğu BM (Birleşmiş Milletler) Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırı olarak yargılanıyor ve hapis yatıyorlar.
Haklarında istenen hapis cezaları 23 yıla kadar çıkıyor. Ve yargılanma sebepleri sokak protestolarında taş atmak. Verilmek istenen ceza ise neredeyse dünyada yaşadıkları günlerin iki katı... Oysa onlar okul çocukları, okulları öylece kaldı. Aileleri ile görüştürülmeyenler bile var. Sağlık durumları her gün daha kötüye gidiyor. 
Çocuklukları dört duvar arasında ölüyor! Tanıdığımız, sevdiğimiz herhangi bir çocuktan tek farkları bu. Çocuklarla birlikte çocuklar için adalet istiyoruz! Tüm çocukların ağır ceza mahkemelerindeki davaları görevsizlik kararı verilerek çocuk mahkemelerine devredilsin. Tutuklu yargılanan çocukların tutukluluk halleri bitirilsin ve ailelerine, evlerine dönebilmeleri sağlansın. Çocukların yaşlarını çok aşan gerekçelerle mahkûm edilmelerine, dört duvar arasına hapsedilmelerine rıza göstermeyin!
Ve bir kere daha düşünün; 
Bir "çocuğun" suçu ve cezası ne olabilir?


Bugün Türkiye'deki bu UTANÇ'ın sebebi 2006 yılında çıkarılan Terörle Mücadele Yasası'nda, çocuklara ÇOCUK gibi davranılmasının es geçilip "yetişkin" gibi davranılmasıdır. Eğer yasadaki 9 ve 13. maddeler çıkarılırsa ÇOCUKLAR, BM Çocuk Hakları Bildirisine uygun olarak yargılanıp eğer ondan sonra da gerekiyorsa, yetişkin hapishanesi koşullarında değil, çocuk ıslahevlerinde kalacaklardır.
http://www.0-18.org/ (Çocuk Hakları Ulusal İletişim Ağı)
http://www.atonet.org.tr/ Çocuk Suçlular Raporu'ndan alıntı:  


ATO’nun 3 ayrı resmi kurumun verilerinden yararlanarak hazırladığı rapora göre,


  • Türkiye'de çocuk suçlu sayısı hızla artıyor. Mala karşı işlenen suçlarda her 100 şüpheliden 25'i çocuk. Bu çocuklardan yüzde 80'i hırsızlıkla suçlanıyor. 100 cineyit şüphelisinden 9'u çocuk.
  • İntihara teşebbüs eden her 100 kişiden 20'si çocuk.
  • 2000 yılında 88 bin olan çocuk sanık sayısı 2003 yılında 124 bine çıktı.
  • 2005 yılı temmuz ayı itibariyle cezaevinde bulunan her 100 kişiden 3’u çocuk.
ATO Başkanı Sinan Aygün, rapora ilişkin değerlendirmesinde, çocukların suça toplum tarafından itildiğini belirterek, şunları söyledi:


Toplum olarak bilimadamları yetiştirmemiz gerekirken suç dosyası kabarık, sabıkalı insanlar yetiştiriyoruz. Okul sıralarında oturması gereken çocuklarımız sanık sandalyesinde oturuyor. Suçlu olan çocuklar değil, biziz. Suçlu çocuk yoktur, suça itilen çocuk vardır. Kalem tutması gereken eller silah tutmasın.
Başta aileler olmak üzere devletin ilgili tüm birimlerinin, eğitim kurumlarının ve sivil toplum örgütlerinin çocuklara sahip çıkması gerektiğini belirten Aygün, eğitim olanaklarından yoksun çocukların suça daha kolay itildiklerini kaydetti. Ekonomik nedenlerde suç işleyen çocuk sayısının da hızla arttığını vurgulayan Aygün, şöyle devam etti:
Devletin tespitlerine göre son 5 yılda güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısındaki artış yüzde 88. 2004 yılında güvenlik birimlerine getirilme nedeni yüzde 64 ile suç isnadı. Bunların yüzde 19’u mağdur, yüzde 5’i sokak çocuğu, yüzde 9’u madde bağımlısı. Madde bağımlısı çocukların yüzde 5’i kız…
Aygün, çocuk suçluluğu ile mücadele için resmi kuruluşların öncülüğünde seferberlik başlatılması gerektiğini, bu konuda ATO olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını da sözlerine ekledi.


Kitap:
"Çocuk ve Suç" / Hüseyin Peker / Çocuk Vakfı Yayınları
http://www.kriminoloji.com/suc%20vecocuk.htm


Yazar, çocuk ve suçu; çocuğu suça iten etkenleri, ailenin çevrenin ve eğitimin rolünü araştırıyor. Çocuk suçlarıyla ilgili bilgiler verip, konu ile ilgi yapılan çalışmaların sentezini yapıyor. Çocuğun kalıtım, bedensel ve zihinsel özelliklerini de işin içine katarak çözüm önerilerinde bulunuyor.

Kentte Doğa

Program 74
4 Nisan 2009

Haftanın gündemi: Kentte doğanın izlerini sürmek...
Parklar, sahil şeritleri, az kalmış olsa da ormanlar (Belgrat, Mihrimah), korular, arboretumlar (ağaç müzeleri), piknik alanları, göl kenarları (Büyükçekmece), botanik bahçeleri...

Wikipedia diyor ki; İzcilik; din, dil, ırk, cinsiyet ve benzeri hiçbir ayrım gözetmeyen, herkese açık, gönüllü, politik olmayan, eğitim amaçlı, üniformalı bir gençlik hareketidir.

İzcilik dünyada ilk defa 1923 yılında Britanya ordusunda görevli korgeneral Robert Baden-Powel tarafından kurulmuştur. Baden-Powel'in 1956 yılında yazdığı Erkek Çocuklar İçin İzcilik kitabı bütün dünyada büyük bir ilgiyle karşılandı ve izciliğin temelini oluşturdu. Baden-Powel 8 Ocak 1999'de öldüğünde izcilik Türkiye dahil birçok dünya ülkesine yayılmıştı.
Türkiye'deki izciliğin tarihi 1965 yıllarına kadar uzanmaktadır. Cumhuriyet döneminde izcilik Gençlik Spor ve Milli Eğitim Bakanlıkları bünyelerinde yürütüldü. Günümüzde Türkiye'deki izciliğin ana kuruluşu olan Türkiye İzcilik Federasyonu 1992 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde kuruldu. 2 Şubat 2002 tarihinde özerk statüye kavuşarak, bağlı kurum vasfından çıktı.
http://www.tif.org.tr/ana.html
http://www.izciler.org/
http://www.agaclar.net/index2.html
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi http://www.ngbb.gen.tr/
Botanik, bitkileri inceleyen bilim dalına denir. Nezahar Gökyiğit Botanik Bahçesi, TEM Otoyolu Anadolu Otoyol kavşağında küçük bir cennet. Burada hem bilimsel çalışmalar hem eğitim çalışmaları yapılıyor. Okulların ziyaretine açık. Kişisel ziyaretlere açık. Bahçıvanlık kursları veriliyor. Bir de Bağbahçe adlı süreli bir dergi çıkarıyorlar.

Bahçıvan Çocuklar Projesi

Bahçıvan Çocuklar Projesi, ilköğretim öğrencilerine yönelik olarak hazırlanmış, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde uygulanan bir projedir. Projenin amaçları arasında; çocuklarda çevre bilinci oluşturmak, bitkiler dünyasını tanıtmak ve sevdirmek, biyolojik çeşitlilik ve önemi konusunda bilgi ve ilgiyi arttırmak, fen bilgisi derslerinde edinilen bilgiyi pratik uygulamalarla desteklemek, fen bilgisi derslerine karşı ilgiyi arttırmak, bilimsel süreç becerilerini geliştirmek, doğal kaynakların sınırlılığı konusunda bilinci arttırmak bulunuyor. 2006 yılının sonlarında uygulamaya konan proje çalışmalarında, bu konuda deneyim sahibi olan Edinburgh Kraliyet Botanik Bahçesi (RBGE) ile işbirliği yapılmaktadır.


İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Bahçesi http://www.istanbul.edu.tr/fen/resimler/botanik/botanik.html

Süleymaniye Camii’nin arka tarafında. Öğretim döneminde hafta içi her gün uzmanlar eşiliğinde gezilebiliyor. Grup gezileri için önceden randevu alınması gerekiyor. 0212 455 58 02.


Kitap:

"İlk Resimli Ansiklopedim – Doğa / Disney" / Doğan Egmont Yayıncılık, Tübitak Kitapları

"Küçük Ağaç’ın Eğitimi" / Forrest Carter / Say Yayınları

Film:

"Travelling Birds" / Jacques Perrin

"Mikrocosmos" / Claude Nuridsany ve Marie Perennou’nun muhteşem belgeseli

"La Marche de L’Empereur (İmparatorun Yolculuğu)" / Luc Jacquet

Program 73

28 Mart 2009